Şimdi ve Değişmek Yanılsaması
Şimdi ve Değişmek Yanılsaması
Endülüs Diyarı / Malaga - 1. Gün
700’lü yıllarda yükselen İslam’ın halife devleti Emeviler, Kuzey Afrika’yı fethedip gözünü Avrupa
topraklarına çevirmiştir. Doğuda Konstantinopolis’a akınlar düzenlenirken,
batıda Afrika’nın uzanıp uzanıp dokunamadığı şimdiki İspanya’nın en güney ucuna
gemilerini göndermek üzeredirler.
Akdeniz ve Atlas’ın güçlü rüzgarlarından fırsat bulunan günlerden birinde, tuzlu dalgalar ile birlikte gemiler İberya’ya ulaşır. Kıyılar daha önce de Kartaca’lılardan bildiği coğrafyanın insanlarını kendini istila etmiş gibi görmez. İberya halkının şehirleri 700 yıl süren mücadele ile dolu yıllarda, farklı bakış açıları ile yoğurulur.
İkona, fresk dolu, tütsü kokan kiliseler yerlerini, basit, motiflerle bezeli, akan su sesleri ve büyük bahçelerle iç içe cami ve saraylara bırakır.
Zaman uzun sürse de coğrafyaya egemen olan bu medeniyetin de sonu bir gün gelir. Reconquista amacına ulaşır ve İspanyol halk topraklarını yeniden ele geçirmesini anıtsal katedraller yaparak, sarayları ve bahçeleri yeniden yorumlayarak, yeni topraklara yelken açarak kutlarlar.
700 senede, halkların birlikteliklerinin
bu muhteşem coğrafyaya etkilerini görmek, yakarış dolu tınılarını duymak, damak
ve dilimde tatmadığım yiyeceklerin diyeceklerini dinlemek için Endülüs diyarına
seyahat etmek süslü hayallerimden biri idi. Böylesi bir deneyim ancak uzun uykulardan
uyanılan renkli bir ilkbahara yakışırdı.
İnsanın başına gelmesinden endişe
duyacağı bir olayda, güveneceği birinin , bir şeyin olduğunu bilmesi onu güçlü
kılar şüphesiz. Mesela bir şehirdesin bilmediğin, daha önce hiç gelmemişsin.
Hava kararmaya başlamış. Şehrin, bütçenin yettiği bütün otelleri dolmuş.
Üstelik yorgunsun, çabaların sonuçsuz. Bir sokak köşesindesin. Bavulun ve bütün
gün ayakkabının içerisinde, kokmadan durmayı başarmış ama yorulmuş ayaklarınla.
Ve diyorsun ki en kötü daha çok para verir daha çok yıldızlı bir otelde bu
geceyi geçiririm. Evet bunu yapabilecek paranın olduğunu bilmek sana güç verir.
Ama asıl güç kendine ve hayata güvenmektir. Eğer otel bulamazsam şu koca
katedralin bir basamağını yatak, ayakkabılarımı yastık yapar, sabaha çıkarım
deme cesaretidir.
Cumartesi geceleri Malaga çok
kalabalık olurmuş, öğrendim. Üstelik İspanya’da konaklayacaksanız, önceden
rezerve ettiğiniz oda ve yatak biçiminin değiştirilmesi diğer ülkelerden daha
yüksek olasılıkmış, gördüm.
Buraya Sofya’dan, sevgilimi
ardımda bırakarak geldim. Hüznün ağırlığı ve uzun yolculuğun yorgunluğu
üzerimde. Bir katedralin basamağını yatak yapabilecek kadar da cesur değilim
henüz. O yüzden rezerve ettiğimden farklı olduğu için iptal ettiğim odanın
yerine maalesef çok daha kötü bir odayı yüksek bir meblağ ödeyerek kiralamak
durumunda kaldım. Saat 22’yi buldu ama yeni bir şehri keşfetmenin heyecanı,
yeni tatlara aç olan bir mide, ağız şapırtısı ile birleşince ayaklar mecbur
oldu. Ah bu ayaklar. Akılsız başın da aç midenin de damak zevkinin de yükünü
çeker.
Yeni bir şehrin ilk defa sokaklarını yürümeye başlamak ne keyiflidir. Gözleriniz keşfetmek için deliler gibi inceler. İşte bak burada koca bir nehir varmış zamanında. Unutup gitmiş bu şehri. Köprüleri bırakmış ben buradaydım diye hatırlatmak için kalanlara. Kalana zordur zaten. Acıyı da unutmak lazımdır yoksa yaşayamazsın. Bu şehrin insanları da yaşamak için sokakları doldurmuş, birbirlerine neşeli hikayeler anlatıyor, renkli tabaklardan ve koyu kan kırmızı şaraplardan içerek kuruyan nehri unutmaya çalışıyorlar.
Midem, gözüm, aklım “eyvallah”
yatabiliriz dedi ayaklarıma.
İyi geceler…
İpuçları:
* Malaga cumartesi geceleri aşırı kalabalık. Konaklama için önceden rezervasyon yapın ve fiyatların daha yüksek olduğunu not edin.
* İspanya'da yemek yiyecekseniz saat 20.00-22.30 arası yerler çok yoğun. Daha önce ve daha sonra rahat edebilirsiniz.
* Malaga havaalanından merkeze trenle ulaşmak çok kolay.