27 Temmuz 2024 Cumartesi
BORSA HİKAYELERİ 2 / CEVDET ABİ
23 Temmuz 2024 Salı
22 Temmuz 2024 Pazartesi
Sana bu kokuyu nasıl anlatırım bilemiyorum.
Sanırım önce akşam olmalı.
Gökyüzü lacivert, üstünde yıldızlar gerek.
Hafif bir rüzgar esmeli,
ağaçların yaprakları titremeli,
sen üşümemelisin.
Aylardan mayıs, günlerden salı olmalı.
Mutlaka deniz olmalı önünde.
Belki bir tekne,
limanda sıkışıp kalmış bir tekne,
ışıkları suya vuran,
balıkları kandıran.
18 Temmuz 2024 Perşembe
Borsa Hikayeleri 1 / Kordsa
Yıl 994. Pazar olunca Ekonomist dergisi alınır, rakamların arasında kendince dolanır, pazartesi Sirkeci 4.Vakıfhan'da seansa gitmeden önce motivasyon olsun diye boğazda yalıların önünden yürünürdü.
Bilgisayar olmadığından, olanların da teknik analizden haberi olmadığı bir ortamda, gazetenin fiyat bölümleri her gün kesilir ve harita metod defteri sayfalari selobantla yapıştirilir, noktalar bildigin nakış gibi işlenir. Sonra yükselmesini beklediğin hissenin grafigi yataginin yan duvarina asılır.
Pazartesi sabah erkenden kalkilir, istiklal caddesi, yüksekkaldirim, karaköy, galata köprüsü derken 25 dakikada 4.Vakifhana ulaşılır. Düşün iett otobüsüne verecek para yok !
Dealera ulaşmak ayri bir maceradir. Ekonomist dergisi Kordsa'yi tekstil sektöründe gösterdiginden , gümrük birliginden etkilenecek diye, 5 lot alış ordinosunu binbir utangaçlikla rica edersin, sigara dumanlarinin arasindan çünkü kapali alanda sigara icmek yasak degildir ve senin cigerlerin sigara dumanina hassastir.
Ögle yemegi saat 12.00'de universitede 50 birimdir. Birim diyorum cunku lira mi kurus mu milyon mu kafam enflasyonist sureclere ayak uyduramadi. Beyazit'a okula yemege gidilir ve o zamanlar iki saat seansa ara verildiginden bir de basket maci cevrilir. Ders mi? Ders Vakifhanda idi. Oradan gecersem dikey gecis yapiyordun hayata:)
Sonra...Sonra sokaga cikamadigimiz bir pazar sabahi, elime bir Ekonomist gecti. Kordsa'yi kimya sektörüne almislar !
15 Temmuz 2024 Pazartesi
14 Temmuz 2024 Pazar
ENDÜLÜS DİYARI - CORDOBA - 6. ve 7. GÜN
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
İşte Kurtubalı'nın memleketine gelmiştim. Kendime örnek aldığım matadorun barda oğlu ile fotoğrafını görmek beni gururlandırdı. Arenalarda ismi haykırılan El Cordobes; artık herkes seni alkışlıyor ve kimse yas tutmuyor.
Cordoba tren garından otele kolayca yürüdüm. Otele eşyalarımı bıraktım. Yakındaki bir kafeye oturup, bir kahve ve pan con tomate söyledim. Adı gibi havalı olmasa da tadı mükemmel olan domatesli ekmek aslında. Kızarmış ekmek üzeri zeytinyağı, rendelenmiş domates, sarımsak ve tuz. İstanbul'a dönünce de uzun süre bu basit ama lezzetli kahvaltıyı sürdürdüm.
Şehrin sokaklarında, hissettirmeden hafif eğimle nehrin olduğunu umduğum yöne doğru kıvrılarak ilerledim. Kurtuba camii'yi merak ediyordum ama önce nehrin akıp akmadığını kontrol etmeliydim. Ünlü Roma köprüsünü gördüğümde adımlarımı hızlandırdım. Kalbim bir ritimde yerini arayan davul gibi ses vermeye başladı. Umut hala vardı. Nehrin debisi çok olmasa da hala akıyordu.
Kalabalıklardan uzaklaşarak arka sokaklardan birinde galiçya usulü ahtapotu tatma fırsatı buldum. Cordoba, Nisan ve Mayıs aylarında sanat etkinlikleri ve festivalleri ile çok renkli bir görünüme bürünüyormuş, anladım. Akşam bir klasik müzik konseri var. Otele gidip dinlenip biraz enerji toplamalıyım.
Çok isterdim sana konserden bir kesit göstermeyi sevgili okur. Fakat teknoloji kurbanı olarak telefonumdaki tüm video ve fotoğraflar silindi. Sana ancak kurtarabildiklerimi ve aklımda kalanları anlatabilirim. Şunu söyleyebilirim ki bulutlu bir gün batımında çok keyifli bir dinleti oldu. İlk kez mızıkalı bir klasik müzik icrası dinledim.
Akşam 10-15 yiyecek mekanının olduğu bir pazara gittim. Paella yapan bir hanımefendi ile şansımı denemek istedim. Yine olmadı. Bu gezide bir daha paella denememeye söz verdim.
Evlerin bazılarında çok güzel avlular çiçekler, ağaçlar ve dekoratif malzemelerle süslenmiş. Üstelik Nisan sonu Mayıs başı bir de festivali var. Bu evlerden bazılarını ücretsiz olarak gezebiliyorsunuz.
11 Temmuz 2024 Perşembe
GÜNEŞLİ PAZARTESİLER
Bask bölgesinin medcezirle tanışık bir kasabasında, yaşlarının ortasında , hatta biraz geçmiş bir adamın, akşamüstü kalkıp biraz umut, biraz rüzgar bulmak için , hiç gitmediği bir barda, koyu kırmızı bir bardak şarabı, güneşli , rüzgarlı bir pazartesine kaldırması gibi.
Ne Basklı ne Kastilyalı olmak gibi.
Coğrafya kaderdir demiş İbn-i Haldun;
Yolların, yılların, yaşların ortasında, hatta ortasını biraz daha geçerek, sıcak, bunaltıcı bir Ağustos pazarı gibi.