25 Mart 2025 Salı

Floransa - 1


21 yıl önce, 4000km-Avrupa turunda, sadece bir gün uğradığım Floransa'dan aklımda 4-5 kare kalmıştı. Ponte Vecchio köprüsünün altındaki at eti satan kasap, görünmez iplerle kağıt bebeği dans ettirdiğini iddia eden adamdan bir kaç euro yediğim kazık, domuz eti yememek icin kırk takla atarken, Zafer'in bir Bolognese söyledikten sonraki tavrı ve Uffizi galerisi solumda iken bir daha bu şehire gelip buraya gireceğim konusunda verdiğim beyanat.

Bir sekilde bulduğum gidis-dönüş Bolonya ucak biletinden sonra Bologna'da otel ayarlamaya çalışirken 3 ay öncesinden otel kalmadığını görünce çok şaşırmıştım. Sebebini öğrenmeyi sonraya bırakıp ne yapabilirim diye harita üzerinde düşünürken, Floransa ve Modena'da kalma fikri harika geldi. Bologna'dan trenle yarım saatte gidiliyor gözüküyordu.

Günler günlerin ardında, seni unutmak mecburiyetindeyim derken günün geceye yetiştiği 21 martta Bologna'ya indim. Sehir merkezine gidip orada biraz vakit geçirip, Floransa'ya öyle geçerim derken tren grevi kendimi otobüs beklerken buldurdu. Neyse deyip hayatı yaşamaya koyuldum. 45 dk sonra gelen otobüsle sehir merkezine vardığımda aç ve yorgundum. Ciabbata arası salam ve peynirle bir kadeh beyaz şarap içip hoş geldin dedim kendime. Sonra tren garına yürümeye devam ettim. Planladığımdan geç geldiğim için bir an  önce Floransa'daki otelime varmak istiyordum. Tren garına gidince 3 ay önce 4 euro ve 30 dk olan seyahatin, en ucuzunun 9 euro oldugunu, 30dk olan sürenin de 1.5 saat olduğunu ögrendim. Hem biletler önceden satılmış hem de aslında 4 euro değilmiş sanırım. Üstüne üstlük bir de geç kalkınca biraz gerildim. Altı üstü 2.5 uçuş saatlik yer için sabahın 7 sinden beri yoldaydim, saat 1700 olmuştu. Hava kapalı yer yer yagmurlu. Aslına bakarsanız tren Toscana vadisinde güzel seyirler sunuyor. Adını bilmediğim ve şimdi haritayı açıp bakıp bilmişlik yapamayacağım bir nehir kıvrıla, coşa, durula hiç kirletilmemişçesine akıyor bazen bir köyün yanından bazen bir köprü altından bazen de hiç görünmeden. Prato denen bir yerde aktarma yapıyorum. Koşa koşa yetişiyorum diğer trene. Buradan 20 dk kaldı otelin tuvaletine oturmama. Daha sonra o kadar da uzun olmadığını anladığım caddeden nefesimi içime çeke çeke yürüyorum. İşte geldim kilise çanları eşliğinde...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder