18 Temmuz 2013 Perşembe

Londra'ya Doyamadım-2 !

Ne yesem ne yesem ?

Tayland lokantasında kızarmış ördek yesem. Çıtır çıtır. Tayland ve Çin mutfağını bir gün orjininde de yemek kısmet olur inşallah.

 
 
İngiltere'ye gelip fish&chips yememek olmazmış. Buyrun size iki ayrı fotoğraf. Birini Betül (birasız olan) birini de ben Leicester'da meydana bakan bir fish&chips lokantasında yedim. Mezgit ve morina balığından yapılıyor. Bol yağda kızartıldığından ben kızarmış dış kabuğunun bir kısmını soyup, lop beyaz eti, patates ve bira ile götürdüm. Haftada bir yenir. Cuma akşamı iş çıkışı bu menü ile oturup 8-9'a kadar takılınıp, evde Irish Cream'li çay ile güzel film seyredilir. Odanın camı açılırsa ve bir de esen rüzğar var ise tam mayışmalık olur.
 







Üniversite hayatımda sosisli üzerine eğitim yapmış olduğumdan, yurtdışında gerçek bir sosisli sandviç yeme konusu beni her zaman heyecanlandırmıştır. Çocukluğumuzda fimlerde seyrettiğimiz el arabalarında satılan, her türlü sosu bulabileceğiniz sosisli sandviçler hayallerimizi süslemiştir. Ne kadar evde sosisli partileri yapsakda iyi malzemeyi bulamayınca bir yerde takılıyorsunuz. Bizim genç iken çok fazla tartıştığımız, sosisin sandviç içindeki yerinin en altta ve sonra sos ve malzemeler mi yoksa malzemeler altta sosis üstte mi olması konusu, yurtdışında çok daha efektif bir durumla çözülmüş. Sandviçi ikiye ayırmadan ortasını deliyorlar ve sosisi yerleştiriyorlar. Ala ! Bu benim her zaman savunduğum sosisin altta ve sosun üstte olması tezine daha yakın bir sonuç. Çünkü ben sandviçi ısırırken sosisin sandviçten fırlamasına tahammül edemem. O sandviçi orda bırakıp da gidemem. Bu daha fazla peçete tüketmeme neden olur. Üç yerde yediğim sosisli çok güzeldi. Biri aşağıda fotosunu bulabileceğiniz Portobello pazarında Alman teyzelerden yediğim, diğeri British Museum önünde yediğim, son olarak da Jamie Oliver'in sosisli sandviç dükkanında yediğim. Jamie sadece sosisli yapan zincir açmış. Çok fazla görmedim ama başarılı. Başka bir yerde sosisli sandviç  yemedim sanırım; demek ki tüm sosisli sandviçleri beğenmişim:) Yok yok ilk gün saçma sapan bir yerde yemiştim; o kötüydü.

Son gün bu kadar emek verip sokaklarını yürümüşlüğümüzün, önümüze  çıkan hiçbir yemeğe burun çevirmeyişimizin mükafatını fazlası ile gördük. Karşınızda Borough Market ve onun harikaları...

Borough pazarının adını duymuştum ama inanın bu kadar da olmaz. Tam da demo gününe denk gelmişiz (perşembe). Aşağıda fotoğraflarını göreceğiniz ürünlere ağzım açık dolaşarak baktım. Son günlerde olmamız nedeni ile paramız azalmıştı. Ama gereken herşeyi yaptık. Özellikle deniz ürünleri beni hayran bıraktı. Çiğ istridye ve deniz tarağı yeme tecrübem yoktu. Deniz tarağının çok güzel olduğunu söyleyebilirim.


Deniz ürünleri ne ararsanız...






Mantarın onlarca çeşidi...





 
Prosciutto; el emeği göz nuru...
 
 
 
Pie'lar....
 
 
 
Biz yedik Allah arttırsın. Sofrayı kuranlar kaldırsın...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder